Küresel piyasalar, ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve gelmesinin ardından izlediği ticaret politikalarının etkileriyle dalgalanırken, piyasalarda pozitif bir hava hakim. Yatırımcılar, açıklanacak istihdam ve büyüme verilerinden gelecek sinyalleri beklerken, ticaret geriliminin azalıp azalmayacağı merak konusu. Trump'ın Çin ile müzakereler konusundaki açıklamaları ve Çin'in bu iddiaları reddetmesi, piyasalardaki belirsizliği artırsa da genel olarak iyimser bir tablo çiziliyor.
Ticaret Gerilimi Azalacak mı?
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent'in, ticaret gerilimini azaltmanın Çin'e bağlı olduğu yönündeki açıklamaları dikkat çekti. Bessent, yapılacak ilk anlaşmalardan birinin Hindistan ile olabileceğini de belirtti. Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt ise, ticaret anlaşmalarını tamamlamak üzere tüm ekibin 7/24 çalıştığını ve bu hafta ticaret anlaşmaları hakkında daha fazla şey duyulacağını ifade etti. Bu açıklamalar, piyasalarda ticaret savaşlarının sona erebileceği umudunu artırdı.
Analistler, ABD tarafından ticaret ortaklarına getirilen karşılıklılık esaslı tarifelere yönelik ilk müzakere adımlarının atıldığını ve sürecin olumlu sonuçlanmasının küresel ekonomik belirsizliklerin yatışması noktasında faydalı olabileceğini belirtiyor. Bu durum, yatırımcıların risk iştahını artırarak piyasalara olumlu yansıyor.
Gözler İstihdam Verilerinde
Piyasaların odağında bu hafta açıklanacak olan istihdam verileri var. ABD'de endeks vadeli kontratlar yeni güne pozitif bir seyirle başlarken, kurumsal tarafta Visa, S&P Global, Pfizer ve Coca-Cola gibi şirketlerin finansal sonuçları yakından takip edilecek. Analistler, yoğunlaşan bilanço sezonu dolayısıyla hisse ve sektör bazlı hareketlerin öne çıkabileceğini belirtiyor. Şirketlerin gelecek projeksiyonlarına ve tarife fiyatlamalarına yönelik sinyallerin de aranacağı finansal raporlar, piyasaların yönünü belirlemede önemli rol oynayacak.
Ülke ekonomisinin performansına dair ipuçları için Microsoft, Meta, Apple ve Amazon gibi teknoloji devlerinin bu hafta yayımlayacağı bilançolar da yakından izlenecek. İlk çeyreğe ilişkin gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) tahmini ve nisan ayına dair istihdam verileri, yatırımcıların beklentilerini şekillendirecek.
ABD tahvillerinde alış ağırlıklı devam ederken, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi ise düşüşünü sürdürüyor. Dolar endeksi ise hafif bir artışla dengelenirken, altının ons fiyatı ise ABD tarifelerine ilişkin müzakere iyimserlikleri ve Rusya-Ukrayna Savaşı'na yönelik barış adımlarının etkisiyle geri çekiliyor.
Avrupa Borsalarında Yükseliş
Avrupa borsalarında da genel olarak pozitif bir seyir hakim. ABD'nin tarifeler aracılığıyla başlattığı ticaret savaşlarının durulacağına ilişkin beklentiler ve ticari müzakere adımları bölgede risk iştahını artırıyor. ABD ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki tarife müzakerelerinin sonucunda bir ticaret anlaşmasına varılacağına olan güven, bölgedeki pay piyasalarını destekliyor.
Analistler, resesyon endişelerinin gölgesindeki AB ekonomisinde, bölgenin en büyük ticaret partneri olan ABD ile oluşacak ticari anlaşmazlıkların önemli bir risk olduğunu belirtiyor. Tarifelerin ertelenmesi ve nihai bir anlaşmaya gidilmesi için müzakere edilmesi, şirketler açısından olumlu karşılanıyor.
Türkiye'de Son Durum
Yurt içinde dün satış ağırlıklı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü değer kaybederek tamamladı. Analistler, yarın VİOP'ta vade sonu olması nedeniyle pozisyon kapatma ve taşıma işlemelerinin piyasalarda oynaklığı artırabileceğini bildiriyor.
Dolar/TL ise yatay bir seyir izlerken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün Türkiye-İtalya 4. Hükümetler Arası Zirvesi kapsamında İtalya'da olması bekleniyor. Zirvede, iki ülke arasındaki diplomatik ve siyasi ilişkilerinin yanı sıra ekonomik işbirliği de gündemde olacak.
Analistler, bugün yurt içinde ekonomik güven endeksi ve işsizlik oranı, yurt dışında ise Euro Bölgesi'nde tüketici güven endeksi, ABD'de New York Fed tüketici güven endeksi ve JOLTS açık iş sayısı verisinin takip edileceğini dile getiriyor.
Küresel piyasalardaki pozitif hava ve ticaret savaşlarının sona erebileceği umudu, yatırımcıların risk iştahını artırırken, açıklanacak ekonomik veriler piyasaların yönünü belirlemede önemli rol oynayacak. Özellikle istihdam verileri ve şirketlerin finansal sonuçları, yatırımcıların kararlarını etkileyecek.
