Reel Politik Çatışması: 21. Yüzyıl Siyasi Arenası Nasıl Şekilleniyor?
Ekonomi

Reel Politik Çatışması: 21. Yüzyıl Siyasi Arenası Nasıl Şekilleniyor?


30 April 20255 dk okuma32 görüntülenmeSon güncelleme: 29 August 2025

Soğuk Savaş'ın sona ermesi ve Sovyetler Birliği'nin dağılması, neoliberal demokrat siyasi anlayış için büyük bir zafer olarak kabul edildi. Bu durum, uzun zamandır arzulanan ekonomik ve siyasi reformların hayata geçirilmesi için tarihi bir fırsat sunmuştu. Özellikle Avrupa kıtasında, Avrupa Birliği çatısı altında kabul edilen Maasstricht ve Kopenhag Kriterleri, neoliberal demokrat siyasi anlayışın kurallar manzumesi olarak görüldü ve AB'ye aday ülkeler için minimum standartlar belirlendi.

Neoliberalizmden 'Neoliberal Faşizm'e: Değişen Siyasi İklim

Aradan geçen 30 yılı aşkın sürede, neoliberal demokrat siyasi anlayışın empati odaklı yaklaşımı ve farklı görüşlere hoşgörüsü giderek azaldı. Özellikle Avrupa Birliği Komisyonu'nun üst yönetimi ve önde gelen AB ülkelerinin siyasi aktörlerinde, kendi siyasi anlayışları dışındaki her türlü farklı siyasi yaklaşıma 'sıfır tolerans' gösterilen bir tablo ortaya çıktı. Bu durum, bazı kesimler tarafından 'neoliberal faşizm' olarak nitelendiriliyor.

AB üyesi ülkelerde, özellikle yükselen 'yeni sağ' siyasi anlayışını temsil eden aktörlerin seçimlerden çeşitli yöntemlerle men edildiği veya siyasetin dışına itilmeye çalışıldığı görülüyor. Neoliberal demokrat siyasetçiler, Avrupa'da yükselen yeni sağın güçlenmesini anlamak yerine, anti demokratik yöntemlerle bu yükselişi engellemeye çalışıyor.

Yeni Sağ ve Neoliberalizm Arasındaki Farklar

Yükselen 'Yeni Sağ' siyasi anlayışı, piyasa ekonomisi yanlısı olmakla birlikte, devletin ekonomiye minimum düzeyde müdahale etmesini savunan neoliberal demokrat anlayıştan farklı olarak, stratejik sektörlerde devlet müdahalesinin gerekliliğini savunuyor. Neoliberaller küçülen ve düzenleyici devleti savunurken, yeni sağ gerektiğinde müdahaleci ve koruyucu bir devlet anlayışını benimsiyor.

Toplumsal düzen ve güvenlik alanında da farklılıklar göze çarpıyor. Neoliberaller hak ve özgürlükler çerçevesinde bir güvenlik anlayışını savunurken, yeni sağ güçlü bir devlet ve gerektiğinde sert güvenlik politikalarından yana tavır alıyor.

  • Ekonomi: Neoliberaller küçülen devlet, yeni sağ müdahaleci devlet.
  • Güvenlik: Neoliberaller özgürlükçü güvenlik, yeni sağ güçlü devlet.
  • Uluslararası İlişkiler: Neoliberaller küreselleşme, yeni sağ milli egemenlik.
  • Kültür: Neoliberaller çoğulculuk, yeni sağ milliyetçilik.

Askeri Zafiyet ve Reel Politik Çatışma

Neoliberal demokrat siyasi anlayışın hakimiyetindeki 30 yılı aşkın süre, Avrupa'nın askeri güç boyutunda da ciddi bir zafiyet yaşamasına neden oldu. Rusya-Ukrayna Savaşı, bu zafiyeti açıkça ortaya koydu. Savunma ve güvenlik alanında büyük bütçe hamleleri yapılsa da, bu kaynakların nasıl yönetileceği henüz net değil.

Uluslararası ilişkilerde neoliberaller küreselleşmeyi ve çok taraflı sistemi desteklerken, yeni sağ milli egemenliği ve bağımsızlığı ön planda tutuyor. Avrupa Birliği Komisyonu'nun dayattığı kararlara bazı üye ülkelerde giderek artan bir direnç gösterilmesi de bu durumun bir yansıması.

Kültürel değerlere bakış açısında da farklılıklar bulunuyor. Neoliberaller kültürel çoğulculuk ve evrenselcilikten yana tavır alırken, yeni sağ milliyetçilik, kültürel kimlik ve geleneksel mirası önemsiyor.

Sonuç olarak, neoliberal demokrat siyasi anlayış ile yükselen yeni sağ arasındaki 'reel politik' çatışma, 21. yüzyılın siyasi arenasını şekillendirmeye devam ediyor. Bu çatışmanın nereye evrileceği, gelecekteki siyasi dengeleri önemli ölçüde etkileyecek.