
8 Mayıs: Tarih mi Çarpıtılıyor? Anti-Faşizm Mücadelesi Nereye?
2025 yılı, hüzün ve öfkeyle dolu yıldönümlerine sahne oluyor. Buchenwald toplama kampının kurtuluşu ve faşist Almanya'ya karşı kazanılan zaferin 80. yıldönümü, jeopolitik çıkarlar uğruna nasıl engelleniyor? Kurtarıcıların ve kurbanların anısına saygı yerine, siyasi manipülasyon mu yapılıyor? Bu soruların cevabını ararken, tarihin nasıl çarpıtıldığına tanık oluyoruz.
Omri Boehm Skandalı: Bir İhanet Hikayesi
Omri Boehm, hümanist ve Holokost'tan kurtulan birinin torunu olan Yahudi asıllı bir filozof. Buchenwald toplama kampının kurtuluşunun 80. yıldönümü anma töreninde konuşma yapması bekleniyordu. Ancak İsrail hükümetinin baskısı sonucu daveti geri çekildi. Bu durum, Holokost'u mevcut işgal politikası için kullanan otoriter Netanyahu hükümetine destek veren teslimiyetçi politikaların bir devamı olarak yorumlanıyor. Boehm, mağdur rolünde Yahudilere özgü bir ayrıcalık olmaması gerektiğini, Filistinlilerin de onur ve anılma hakkına sahip olduğunu savunuyordu. Bu yüzden anma töreninden kovuldu. Alman Dışişleri Bakanlığı ise bu durumu ahlaki bir sorumluluktan ziyade dış politika zorunluluğu gibi geçiştirdi. Bu olay, faşizmin gaddarlığından kurtulanlara ve insanlığa atılmış bir tokat olarak değerlendiriliyor.
8 Mayıs'ta Rus Diplomatlara Yasak: Tarihe Saygısızlık mı?
Alman Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, gizli bir genelgeyle 8 Mayıs anma etkinliklerine Rus ve Belarus diplomatlarının davet edilmemesini emretti. Hatta bu ülkelerin temsilcileri anıt alanlarda görülürlerse, dışarı atılmaları için yetki verildi. Bu karar, 1945'te Alman faşizmine karşı mücadelede en büyük bedeli ödeyen Kızıl Ordu'yu hedef alıyor. Sovyet toprakları, Alman imha savaşının başlıca sahnesiydi ve 27 milyondan fazla Sovyet vatandaşı hayatını kaybetti. Federal Almanya Cumhuriyeti'nin, bu kurbanların torunlarının anma törenlerini engellemeye çalışması, aktif bir tarih revizyonizmi olarak değerlendiriliyor.
Yeni Alman Militarizmi ve Anma Siyaseti
Baerbock'un bu tutumu, anmanın bilinçli bir şekilde yeniden kodlanması olarak görülüyor. Dışişleri Bakanlığı bu konuda merkezi bir rol oynuyor. Gelecekteki hükümetin de bu kodlamaları devam ettireceği düşünülüyor. Yeni Alman militarizmi, anmayı dış politikada kullanılabilecek NATO uyumlu bir araca dönüştürmeye çalışıyor. Bu politika, ikiyüzlülüğün ve sömürgeci düşüncenin yeni bir ifadesi olarak yorumlanıyor. Buna karşı çıkanlar ise izole ediliyor. 1945'ten sonra gelişen anma kültürü, yeni Alman militarizmi tarafından aşındırılıyor. Sovyetler Birliği'nin rolünü anmayı engelleyen, Yahudi aydınlarını aşağılayan ve anti-faşist tarihi pazarlık konusu yapanlara karşı, anmaların evrensel ve gerçek olması gerektiği vurgulanıyor.
Jeopolitik çıkarlara ve düşman imajlarına karşı hafızamızı canlı tutmalıyız. Anti-faşist hafıza ulusal değil, enternasyonaldir. Buchenwald'ı ve 8 Mayıs'ı anmak siyasi bir seçim değil, evrensel bir mirastır. Ona ihanet eden, insanlığa ihanet etmiş olur. Tarihsel revizyonizme ve dayanışma eksikliğine karşı durmalıyız. Unutmayacağız: Stalingrad'ı, Leningrad'ı, Auschwitz'i, Buchenwald'ı ve bu savaşı kimin kazandığını. 8 Mayıs bir kurtuluş günüydü ve bu gün için savaşan Sovyetler Birliği'ydi. Fedakârlığınızı asla unutmayacağız.