David R. Mellor'un "Türkiye'de Bir İngiliz" adlı kitabı, Türkiye'deki gündelik yaşamı, futbol aşkını, kültürel gözlemleri ve toplumsal sorunları mizahi ve eleştirel bir dille ele alıyor. İngiltere doğumlu Mellor, Türkiye'deki deneyimlerini hikayeler ve masallar aracılığıyla okuyucuya aktarıyor. Kitap, Türkiye'nin kültürel yapısına ve siyasal iklimine dair ilginç bir perspektif sunuyor.
Futbol Aşkı ve Kültürel Bağlılık
Kitaptaki ilk hikaye olan "Futbol Aşkına", Mellor'un bir taksiciyle arasında geçen futbol sohbetini anlatıyor. Mellor, Türkiye'de aynı takımı tuttuğun bir taksiciyle güçlü bir dayanışma içinde olabileceğini ve futbolun burada neredeyse bir ölüm kalım meselesi olduğunu gözlemliyor. Kendisi de futbolla büyümüş biri olarak, Türkiye'deki futbol tutkusunun İngiltere'deki kadar yoğun olduğunu fark ediyor. Mellor, "Türkiye’ye taşındığımda burada insanların futbolla yatıp futbolla kalkmadığını gördüm. Hayır, Türkiye’de futbol insanların damarlarında akan kandı," diyor.
Gündelik Yaşam ve Toplumsal Meseleler
Mellor'un hikayelerinde mizahi bir ton hakim. Trende karşılaştığı birini, mahalledeki bir kediyi, minibüste uzattığı parayı ya da tatilde yediği börekleri anlatırken bile mizahı elden bırakmıyor. Yazarın ilgisini çeken bir diğer detay ise gündüz kuşağı televizyon programları. "Uzaktan Kumanda Elimde" hikayesinde, "Yaparsın Aşkım" programındaki yarışmacıların ciddiyetine ve programların ilginçliğine dikkat çekiyor. Ayrıca Mellor, İstanbul Onur Yürüyüşleri'ni de anlatarak, İstanbul'da eşcinsel olmanın zorluklarına değiniyor. "İlk başta rengarenk giysiler içinde şarkılar söyleyen, dans eden insanları seyrettik, biz de onlara katıldık. (…) Sokağın ucunda polisler toplanıyordu. Kız arkadaşımı en yakındaki mağazaya ittim, o sırada polis de yürüyüşe saldırdı," şeklinde yaşadıklarını aktarıyor.
Masallar ve Türkiye Kültürü
Kitabın masallar bölümünde ise Mellor'un hayal gücü ve Türkiye'deki deneyimlerinden beslenen karakterler ön plana çıkıyor. "Bir Yeşilçam Klasiği" adlı masalda, Türkiye'deki kahvaltı alışkanlıkları, siyasetçilere yönelik söylemler ve sokakta yaşayan köpeklere atıflarla Türkiye kültürüne dair gözlemler yer alıyor. "Son Sömürge Valisi" adlı masalda ise Mellor, Kurtuluş Savaşı sonrasında kendini Türkiyeli halka bir general olarak tanıtan İngiliz Andy Jones'u merkeze alıyor. Masal, genç bir gazetecinin anlatımıyla ilerliyor ve Jones'un İstanbul'u fethetme hayalini konu alıyor.
"Türkiye'de Bir İngiliz", Türkiye'yi bir İngiliz'in gözünden görmemizi sağlayan, mizah dolu ve düşündürücü bir eser. Mellor, Türkiye'deki deneyimlerini samimi ve eleştirel bir şekilde aktarırken, okuyucuya farklı bir bakış açısı sunuyor. Kitap, Türkiye'nin kültürel zenginliklerini ve toplumsal sorunlarını anlamak için önemli bir kaynak niteliğinde.