Filistin'de yaşanan insan hakları ihlalleri, İsrail'in geliştirdiği ve kullandığı gözetim teknolojileriyle yeni bir boyut kazanıyor. Yapay zeka destekli sistemler, Filistinlilerin hayatını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Dijital haklar savunucusu Mona Shtaya, bu teknolojilerin işgalden kâr elde etmek amacıyla kullanıldığını ve Filistinliler üzerinde yarattığı baskıyı çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Peki, İsrail'in Filistin'deki gözetim teknolojileri neler ve bu durum Filistinlilerin hayatını nasıl etkiliyor?
İşgal ve Teknoloji: Yeni Bir Boyut
Mona Shtaya, İsrail'in Batı Şeria ve Gazze'deki askeri operasyonlarının arttığı bir dönemde, Filistinlilerin yaşadığı zorlukları yakından gözlemliyor. Shtaya'ya göre, Gazze'deki savaşın gölgesinde Batı Şeria'da yaşananlar da oldukça korkutucu. İsrail'in Filistin şehirlerine ve kamplarına düzenlediği baskınlar, yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik saldırıları ve Gazze'deki zorla yerinden edilme olayları, Filistinliler için yeni bir Nakba anlamına geliyor.
İsrail'in uyguladığı iletişim karartmaları ve internet kesintileri, Filistinlilerin yaşadıklarını dünyaya duyurmasını engelliyor. Batı Şeria'daki askeri kontrol noktaları, yoğun gözetim teknolojileriyle donatılmış durumda. Bu noktalarda Filistinliler, uzun saatler boyunca bekletiliyor, taciz ediliyor ve kimlik bilgileri kaydediliyor. Shtaya, bu durumun Filistinlilerin hayatını çekilmez hale getirdiğini vurguluyor.
- İsrail'in askeri operasyonları ve yerleşimci saldırıları
- İletişim karartmaları ve internet kesintileri
- Yoğun gözetim teknolojileriyle donatılmış askeri kontrol noktaları
Yapay Zeka Destekli Gözetim: "Lavender" ve Diğer Sistemler
İsrail, Filistinlileri hedef almak için çeşitli yapay zeka teknolojileri geliştiriyor ve kullanıyor. "Lavender", "Where is Daddy" ve "Gospel" gibi sistemler, Hamas bağlantılı olduğuna inanılan kişilerin kullandığı bina ve altyapıları tanımlıyor. Bu sistemler, doğrudan insanları hedef alarak öngörücü polislik uygulamalarına zemin hazırlıyor. Ancak, bu teknolojilerin yanlış insanları hedef gösterebildiği ve masum sivillerin zarar görmesine neden olduğu biliniyor.
The New York Times'ın yaptığı bir araştırmaya göre, Gazze Şeridi'nde kuzeyden güneye göç etmek zorunda kalan Filistinli insan hakları savunucusu ve gazeteci Musab Ebu Toha, İsrail güçleri tarafından yanlışlıkla hedef alınmıştı. Bu olay, yüz tanıma sistemlerinin ne kadar güvenilmez olduğunu ve yanlış sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor. Gazze'deki ölü sayısına bakıldığında, hedef alınanların büyük çoğunluğunun kadın ve çocuk olduğu görülüyor. Bu durum, İsrail'in yapay zeka destekli sistemlerinin ne kadar ayrımcı ve orantısız güç kullandığını ortaya koyuyor.
Veri Toplama ve Kontrol: Mahremiyet Hakkı İhlali
İsrail, Filistinlilerden büyük miktarda veri topluyor ve bu verileri kullanarak onları kontrol etmeyi amaçlıyor. Blue Wolf, White Wolf ve Red Wolf gibi sistemler aracılığıyla Filistinliler hakkında profiller oluşturuluyor ve "güvenlik riski" sıralamasına tabi tutuluyor. Bu sistemler, yüz fotoğrafları, kimlik bilgileri ve aile bağlantıları gibi kişisel verileri içeriyor. Böylece, kolektif cezalandırma mekanizmasının bir parçası olarak, bir kişinin ailesinden biri "riskli" olarak kabul edilirse, otomatik olarak o kişi de aynı kategoriye giriyor.
Mona Shtaya, Filistinlilerin mahremiyet hakkının olmadığını ve İsrail'in Batı Şeria ve Gazze'deki tüm bilgi-iletişim altyapısını kontrol ettiğini vurguluyor. Allenby Köprüsü'nden geçmek isteyen Filistinlilerin tüm biyometrik verileri toplanıyor ve sistemlerin nasıl entegre edildiği, verilerin nasıl işlendiği bilinmiyor. Bu durum, Filistinlilerin sürekli gözetim altında olduğunu ve her an fişlenebileceği korkusuyla yaşamasına neden oluyor.
İsrail'in Filistinlilere yönelik uyguladığı gözetim teknolojileri, sadece askeri amaçlarla sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda, Filistinlilerin günlük yaşamını zorlaştırmak, onları korkutmak ve sindirmek için de kullanılıyor. Bu durum, Filistinlilerin temel insan haklarını ihlal ediyor ve bölgedeki gerginliği daha da artırıyor.
Sonuç olarak, İsrail'in Filistin'deki gözetim teknolojileri ve yapay zeka destekli baskı, Filistinliler için büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu teknolojilerin insan haklarına aykırı bir şekilde kullanılması, uluslararası toplumun dikkatini çekmesi gereken önemli bir sorun. Teknolojinin insanlara karşı değil, insanlar adına işlemesi için, bu tür uygulamaların engellenmesi ve sorumluların hesap vermesi gerekiyor.