20 Nisan 2025 Pazar

Körlemesine: Tarih Bir Kumar Masası mı? Claudio Magris'ten İtiraf!

Claudio Magris'in "Körlemesine" romanı, hafızanın ve tarihin karmaşık labirentlerinde okuyucuyu derin bir yolculuğa çıkarıyor. Yazar, hafızası silinmeye başlayan Yugoslav Komünist Partisi üyesi Tore ve Danimarkalı denizci Jorgen'in akıl hastanesindeki "tedavi" süreçlerini ve sorgularını merkeze alarak, tarihin karanlık dehlizlerinde geziniyor. Bu edebi yolculuk, okuyucuyu işkenceler, savaşlar ve suçlarla dolu bir dünyaya davet ediyor.

Hafızanın Karanlık Dehlizlerinde Bir Yolculuk

Magris, romanında İspanya İç Savaşı'ndan Tazmanya yerlilerinin soykırımına, toplama kamplarından İzlanda karasularına uzanan geniş bir coğrafyada, sumen altı edilmiş gerçeklerin iç içe geçtiği bir hikaye sunuyor. Yazar, karakterleri aracılığıyla hafızanın derinliklerinden süzülüp gelen günahları, suçları ve anıları açığa çıkarırken, okuyucuyu yüzleşmelerle dolu bir sorgulama sürecine davet ediyor.

Romanda, Jorgen ve Tore'nin sorguları, Avrupa tarihinin tartışmalı dönemlerine ışık tutuyor. İki karakter, yaşamlarını ve eylemlerini anlatırken, ailelerini ve yolculuklarını hatırlamaya çalışıyorlar. Bu süreçte, hafızalarının açtığı oyun kartlarını anlamlandırmaya çalışırken, bazen çocukluklarına sığınabilecekleri hiçbir yer bulamadıkları için mutlu oluyorlar, bazen de karanlıkta geçirdikleri zamanın ve geri dönmenin tuhaflığını düşünüyorlar.

Magris'in karakterleri, zamanın ve mekanın sınırlarını aşarak, fetihçiliğin ve totaliter rejimlerin acımasızlığını gözler önüne seriyor. Tore'nin "Denizde her şey kolay unutulur" sözü, unutulmuş veya unutturulmak istenen tarihin bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, unutulmadığında ise tartışma ve umut doğuyor. Tore'nin, "Hapishane gardiyanlarının yasalarını, dillerini, dilbilgilerini değiştirmek istiyordum. Devrim zihinden başlar..." sözleri, değişimin ve özgürlüğün ancak düşüncelerin dönüşümüyle mümkün olabileceğini vurguluyor.

Tarih Bir Kumar Masası mı?

Romanda, Jorgen ve Tore'nin anlattıkları, sömürgecilerin ve totaliter rejim yanlılarının faaliyet raporu gibi. Sahneye çıkan ve indirilmek istenen devrimcilerin mücadelesi ise denizdeki dev dalgalara kapılan bir gemiye benziyor. Tore, bu tanıklığını "Tarih, bantlı bir göze yaklaştırılan bir dürbünden ibarettir" yorumuyla taçlandırıyor. Bu söz, tarihin efsaneler, gerçekler, kurgular ve saptırmalarla dolu olduğunu ifade ediyor.

Magris, romanında faşizm ve sosyalizm tartışmalarına da değiniyor. Tore'nin hatırlattığı özgürlük meselesi, zamanın ruhuna ışık tutuyor: "Ne özgürlük ama Doktor Bey, buradakini boş verin! Evet çünkü biz kendi özgürlüğümüzü, hapishaneden çıkıp gezme özgürlüğünü değil, herkesin özgürlüğünü düşünürdük; özgürlük ancak herkesinse senindir." Bu sözler, özgürlüğün bireysel değil, kolektif bir değer olduğunu vurguluyor.

Kılıçların Gölgesinde Bir Roman

Magris, "Körlemesine" romanında, Avrupa'nın tartışmalı geçmişine dair politik bir hikaye anlatıyor. Mağdurlar ve mağrurlar, suçlular ve mahkûmlar, katiller ve maktûller, bu tarihin ve hikayenin en önemli parçaları. Yazar, tarihi yazanlar ve coğrafyayı oluşturanları hatırlatarak, kılıçların altında kalanlar, kılıçları kullananlar ve kılıçların şiirini yazanların romanını sunuyor.

Sonuç olarak, "Körlemesine", Claudio Magris'in Avrupa tarihine ve hafızasına dair derinlikli bir bakış sunan, okuyucuyu sorgulamaya ve düşünmeye teşvik eden önemli bir romanı. Roman, tarihin bir kumar masasına benzediğini, kazananların ve kaybedenlerin sürekli değiştiğini, ancak adaletsizliğin ve hukuksuzluğun her zaman var olduğunu hatırlatıyor. Magris, karakterleri aracılığıyla, tarihin sadece geçmişte yaşananlardan ibaret olmadığını, aynı zamanda geleceğimizi şekillendiren bir güç olduğunu vurguluyor.

İlgili Haberler