Zaporijya Nükleer Santrali Alarm Veriyor! Dünya Tehdit Altında mı?
Gündem

Zaporijya Nükleer Santrali Alarm Veriyor! Dünya Tehdit Altında mı?


04 July 20255 dk okuma8 görüntülenmeSon güncelleme: 07 July 2025

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA),Rusya'nın kontrolündeki Zaporijya Nükleer Güç Santrali'nin (NGS) tüm dış güç kaynağını kaybettiğini duyurdu. Bu durum, nükleer güvenlik açısından ciddi endişelere yol açtı. UAEA Başkanı Rafael Mariano Grossi, santralin güvenliğinin tehlikede olduğunu vurgulayarak, acil önlemler alınması gerektiğini belirtti.

Zaporijya'da Tehlike Çanları: Santral Neden Güç Kaybetti?

UAEA'nın X platformu üzerinden yaptığı açıklamaya göre, santralin dış elektrik bağlantısı kesildi. Bu, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlangıcından bu yana yaşanan 9. kesinti ve 2023 sonundan beri ilk kez meydana geliyor. Grossi, santralin şu anda acil durum dizel jeneratörleriyle çalıştığını ve bu durumun nükleer güvenliği son derece tehlikeli bir duruma soktuğunu ifade etti.

Santralin güç kaynağının kesilmesi, reaktörlerin soğutulması ve diğer kritik güvenlik sistemlerinin çalışması için hayati öneme sahip. Dış güç kaynağı olmadan, santralin acil durum jeneratörlerine bağımlı kalması, olası bir arıza durumunda ciddi sonuçlar doğurabilir. UAEA, bu tür kesintilerin nükleer bir felakete yol açabileceği konusunda uyarıyor.

Ajansın yaptığı ikinci açıklamada, 3,5 saat süren kesintinin ardından santralin dış güç bağlantısının tekrar sağlandığı bildirildi. Ancak Grossi, Ukrayna’daki nükleer tesislerin hâlâ ciddi risk altında olduğunu vurgulayarak, olası tehlikelere karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Bu durum, bölgedeki nükleer tesislerin sürekli bir tehdit altında olduğunu gösteriyor.

Rusya'dan UAEA'ya Sert Tepki: Suçlamalar Karşılıklı

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, 2 Temmuz’da yaptığı açıklamada, Ukrayna ordusunun geçen hafta Zaporijya NGS’ye insansız hava araçlarıyla saldırı düzenlediğini hatırlattı. Zaharova, "UAEA Sekreterliğinin, Kiev yönetiminin bu eylemleriyle ilgili herhangi bir tepkide bulunmamasından dolayı üzgünüz." dedi. Rusya, UAEA'yı Ukrayna'nın eylemlerine sessiz kalmakla suçluyor.

Zaharova, "UAEA ve Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kuruluşlardan, Kiev yönetiminin suç içeren eylemlerini gerekli şekilde değerlendirmesini talep edeceğiz." ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, Rusya'nın Ukrayna'yı nükleer tesisleri hedef almakla suçladığını ve uluslararası toplumu bu konuda harekete geçmeye çağırdığını gösteriyor. Karşılıklı suçlamalar, bölgedeki gerilimi daha da artırıyor.

Nükleer Güvenlik İçin Ne Yapılmalı?

Zaporijya Nükleer Güç Santrali'ndeki son olaylar, nükleer güvenliğin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Uluslararası toplumun, bu tür tesislerin korunması için daha fazla çaba göstermesi gerekiyor. İşte alınması gereken bazı önlemler:

  • Sürekli İzleme: Nükleer tesislerin sürekli olarak izlenmesi ve denetlenmesi, olası tehlikelerin erken tespit edilmesini sağlar.
  • Güç Kaynaklarının Güçlendirilmesi: Tesislerin dış güç kaynaklarının güvenilirliğinin artırılması, kesinti riskini azaltır.
  • Uluslararası İşbirliği: Nükleer güvenlik konusunda uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi, bilgi paylaşımı ve ortak önlemler alınması açısından önemlidir.
  • Acil Durum Planları: Olası bir nükleer kazaya karşı kapsamlı acil durum planlarının hazırlanması, zararın en aza indirilmesine yardımcı olur.

Nükleer enerji santrallerinin güvenliği, sadece ilgili ülkelerin değil, tüm dünyanın sorumluluğundadır. Bu nedenle, uluslararası toplumun bu konuda daha duyarlı ve proaktif olması gerekmektedir.

Zaporijya Nükleer Güç Santrali'ndeki son gelişmeler, nükleer güvenliğin ne kadar hassas bir konu olduğunu bir kez daha hatırlattı. Santralin dış güç kaynağını kaybetmesi ve ardından yeniden sağlanması, olası bir felaketin eşiğinden dönüldüğünü gösteriyor. Ancak, Ukrayna'daki nükleer tesislerin hala ciddi risk altında olması, uluslararası toplumun bu konuda daha dikkatli ve proaktif olması gerektiğini vurguluyor. Nükleer bir felaketin önlenmesi için sürekli izleme, güç kaynaklarının güçlendirilmesi, uluslararası işbirliği ve kapsamlı acil durum planları hayati önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, nükleer güvenlik sadece ilgili ülkelerin değil, tüm dünyanın sorumluluğundadır.