Takvimler 2025 yazının son günlerini gösterirken, Türkiye 2026 yılına yönelik hazırlıklara hızla başladı. Ekonomide yeni hedefler, beklentiler ve Orta Vadeli Program (OVP) çalışmaları ile yoğun bir sonbahar bekleniyor. Enflasyonla mücadele, büyüme ve ihracat odaklı bir strateji izlenirken, 2026 yılının Türkiye için bir dönüm noktası olacağı öngörülüyor.

2026 OVP Hedefleri: Enflasyonla Kararlı Mücadele

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında yürütülen 2026-2028 dönemi OVP hazırlıkları, katılımcı bir anlayışla çeşitli kesimlerin görüşleri ve beklentileri değerlendirilerek ele alınıyor. Amaç, toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçlarına hitap edebilen, iç tutarlılığa sahip, gerçekçi ve dengeli bir çerçeve oluşturmak. Enflasyonla mücadele, 2026 yılında da temel öncelik olacak.

Yıllık enflasyonun 2024 Mayıs'ında yüzde 75,5 seviyesindeyken, Temmuz 2025 itibarıyla yüzde 33.5'e gerilemesi önemli bir başarı olarak görülüyor. Yılsonunda yüzde 28-29 seviyelerine gerilemesi beklenen enflasyonun, gelecek yıl yüzde 10'lu rakamlara düşürülmesi hedefleniyor. Bu durum, ekonomik beklentilerin iyileşmesine katkı sağlıyor.

• Enflasyonla mücadele öncelikli hedef
• Katılımcı OVP hazırlıkları
• Toplumun beklentilerine uygun çerçeve

Ekonomide Başarılar ve Zorluklar

Genel tabloya bakıldığında, uygulanan OVP'nin ana hedeflerine pek çok açıdan ulaşıldığı, hatta bazı alanlarda hedeflerin aşıldığı görülüyor. Türkiye ekonomisi 19 çeyrektir kesintisiz büyümeye devam ediyor. Ancak, Kahramanmaraş merkezli depremin bütçeye 3 trilyon TL'yi bulan etkisi ve tarımda yaşanan don felaketi gibi zorluklar da yaşandı.

Dünyada ticaret savaşları, düşük büyüme ve zayıf dış talep koşullarına rağmen, 2025 yılı Temmuz ayı itibarıyla yıllıklandırılmış ihracat 269.4 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihi rekoru kırdı. Turizmden elde edilen gelir de tarihi yüksek seviyesine ulaşarak yıllıklandırılmış turizm geliri 63 milyar dolara yükseldi. 2025 yılında cari açığın milli gelire oranı yüzde 2 olan OVP tahmininin altında, yüzde 1.5 civarında gerçekleşmesi bekleniyor. İşsizlik oranı 26 aydır tek haneli seviyelerde seyrediyor.

Geleceğe Umutla Bakış

AB tanımlı Genel Yönetim Borç Stokunun milli gelire oranı 2025 yılı ilk çeyrek itibarıyla, yüzde 60 olan Maastricht kriterinin çok altında yüzde 25 olarak gerçekleşti. Merkez Bankası rezervleri 176.5 milyar dolara ulaşarak Cumhuriyet tarihinin rekor seviyesine yükseldi. Risk primi 264 baz puana geriledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Son 2.5 yıldır uyguladığımız makroekonomik istikrar ve reform programı tüm stres testlerini başarıyla geçti. Hedefimiz 2026 yılında yüksek gelirli ülkeler ligine girmek" dedi.

2026 yılı, Türkiye'nin ekonomik mücadelede ne kadar başarılı olduğunu net bir şekilde ortaya koyacak. Enflasyonla mücadeledeki başarı, ihracattaki rekorlar ve turizm gelirlerindeki artış, Türkiye'nin yüksek gelirli ülkeler ligine girme hedefine ulaşmasında önemli rol oynayacak. Ancak, küresel ekonomik zorluklar ve içsel riskler de göz ardı edilmemeli. Türkiye'nin kararlı adımları ve doğru stratejileri, 2026 yılında hedeflere ulaşılmasını sağlayacaktır.