Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 31. Taraflar Konferansı (COP31) adaylığı için müzakerelerin sürdüğünü ve sonucun yakın zamanda açıklanacağını duyurdu. Brezilya'da devam eden COP30 kapsamında açıklamalarda bulunan Kurum, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadeledeki kararlılığını vurguladı. Peki, bu adaylık Türkiye için ne anlama geliyor ve iklim değişikliğiyle mücadelede hangi adımlar atılıyor?

COP31 Adaylığı: Türkiye'nin Hedefleri Neler?

Bakan Kurum, Türkiye'nin COP31 adaylığı sürecinde tüm ülkelerle müzakere yürüttüğünü belirtti. Avustralya'nın da aday olduğu bu süreçte, Türkiye'nin amacı, BM nezdinde ve diğer ülkelerle yapılan görüşmelerde eşit ve hakkaniyetli bir şekilde temsil edilmek. Kurum, müzakerelerin tüm ülkelerin ortak mutabakatı çerçevesinde yürütülmesini ve kimsenin geride bırakılmamasını istediklerini ifade etti. Bu kapsamda, Türkiye ve Avustralya'nın eşit haklara sahip olması ve başkanlık sürecini birlikte yürütmesi hedefleniyor.

Kurum'un açıklamalarından satır başları:

• "BM nezdinde, diğer ülkeler nezdinde bu görüşmeleri yapıyoruz."
• "İstiyoruz ki burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti eşit ve hakkaniyetli bir şekilde temsil edilsin."
• "Müzakerelerimiz devam ediyor ve buna ilişkin sekreterya işin sonunda bir karar alacak."

İklim Değişikliği Artık Bir Beka Meselesi

Bakan Kurum, iklim değişikliğinin artık sadece bir çevre sorunu olmaktan çıktığını, bir beka ve güvenlik meselesi haline geldiğini vurguladı. COP30'da enerji, gıda, su ve tahıl gibi birçok konuda müzakereler yürütüldüğünü belirten Kurum, Türkiye'nin 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefini tüm dünyaya ilan ettiğini hatırlattı. Türkiye'nin bu konudaki kararlılığı ve samimiyeti, ülkenin büyümesine zarar vermeden müzakerelere katılımıyla da gösteriliyor.

Kurum, konuyla ilgili şunları söyledi: “Bugün su, belki birçok konuya ilişkin var olup olmama meselesi haline geldi. Yine enerji konuları, tahıl konuları. Tüm bu işlere ilişkin sanayiden ulaştırmaya, atık sektöründen yenilenebilir enerjiye kadar tüm alanlarda müzakereler yine COP30 sürecinde devam ediyor."

Gelişmekte Olan Ülkelere Finans Desteği Şart!

Bakan Kurum, iklim değişikliğiyle mücadelede gelişmekte olan ülkelere finans desteğinin verilmesinin önemine dikkat çekti. Türkiye'nin tarihi sorumluluğu olmamasına rağmen her alanda mücadele ettiğini belirten Kurum, yenilenebilir enerji, sanayi, atık ve binalar sektörlerinde yapılan çalışmaların kararlılıkla devam edeceğini vurguladı. İklim kanununun çıkarılmasıyla birlikte gerekli altyapının oluşturulduğunu ve tüm sektörlerde kazanımların elde edildiğini ifade etti.

Kurum, "Çünkü tarihi sorumluluğa baktığınızda ülkemizin bu noktada tarihi bir sorumluluğu olmamasına rağmen her alanda mücadele ediyoruz. Yenilenebilir enerjide, sanayi sektöründe, atık sektöründe, binalar sektöründe bu çalışmalarımızı yapıyoruz. Bu kararlılığı devam ettireceğiz." dedi.

Türkiye'nin COP31 adaylığı, ülkenin iklim değişikliğiyle mücadeledeki kararlılığının önemli bir göstergesi. Müzakerelerin sonucunda alınacak karar, Türkiye'nin bu alandaki rolünü ve sorumluluklarını daha da belirginleştirecek. Gelişmekte olan ülkelere sağlanacak finans desteği ve tüm ülkelerin ortak mutabakatıyla yürütülecek çalışmalar, küresel iklim mücadelesinde önemli adımlar olacaktır.