Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın altın üzerinden yaptığı borçlanma, ülke ekonomisine beklenmedik bir yük getirdi. Altın fiyatlarındaki hızlı yükseliş, Hazine'nin borçlanma maliyetini katlayarak 9.3 milyar dolarlık ek bir fatura çıkardı. Bu durum, ekonomistler tarafından hatalı bir politika olarak değerlendirilirken, vatandaşın cebinden çıkan bu paranın nerelere harcanabileceği tartışmalarını da beraberinde getirdi.

Altın Borçlanmasının Maliyeti Neden Arttı?

Ekonomist Ömer Rıfat Gencal'in hesaplamalarına göre, Hazine'nin Şubat 2024 ile Mayıs 2025 tarihleri arasında yaptığı 14.7 milyar dolarlık altın borçlanması, altın fiyatlarındaki artış nedeniyle 23.9 milyar dolara ulaştı. Bu durum, Hazine'nin dolar cinsinden yıllık maliyetini %57.8 gibi yüksek bir orana çıkardı. Gencal, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Hazine’nin altın borçlanmasının dolar cinsinden yıllık maliyeti yüzde 57.8 seviyesinde. Bu borçlanmalarda oluşan 9.3 milyar dolarlık ek maliyet Hazine’nin, yani vatandaşın, üzerine binmiştir" ifadelerini kullandı.

• Altın fiyatlarındaki rekor artış
• Döviz kurlarındaki dalgalanmalar
• Hazine'nin borçlanma stratejisi

Ekonomist Kerim Rota ise bu durumu "ilk günah" olarak nitelendirerek, iç borçlanmanın TL ile yapılması gerektiğini savundu. Rota, "İlk günah 2018’de işlendi ve iç borçlanmada sıfıra kadar inen döviz payı hızla yükseldi. İç borçlanmanın TL ile yapılması lazımdı. Bankalar zaten Hazine’ye borcu getiriyorken altın ve döviz riskini almak zorunda değildik" şeklinde konuştu.

Bu Para ile Neler Yapılabilirdi?

Ekonomistlerin dikkat çektiği bir diğer nokta ise, bu 9.3 milyar dolarlık maliyetle neler yapılabileceği. Örneğin, Türkiye'deki devlet okullarında okuyan tüm öğrencilere bir öğün yemek vermenin yıllık maliyeti yaklaşık 4-5 milyar dolar civarında. Bu durumda, altın borçlanmasından kaynaklanan ek maliyetle öğrencilerin beslenme sorununa önemli bir çözüm bulunabilirdi.

Merkez Bankası Rezervlerinde İllüzyon

Altın fiyatlarındaki yükseliş, Hazine'yi zor durumda bırakırken, Merkez Bankası (TCMB) rezervlerini ise büyütmeye devam ediyor. Capital Economics'in raporuna göre, TCMB'nin rekor seviyeye ulaşan rezervlerindeki artışın büyük bir kısmı altın fiyatlarındaki yükselişten kaynaklanıyor. Raporda, "Altındaki yükselişin TCMB rezervini 30 milyar dolar artırması sahte bir illüzyon yaratıyor" denildi.

Sonuç olarak, Hazine'nin altın borçlanması stratejisi, beklenmedik bir maliyetle sonuçlandı. Bu durum, ekonomi politikalarının daha dikkatli ve öngörülü bir şekilde belirlenmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Vatandaşın cebinden çıkan bu paranın daha verimli alanlarda kullanılması için alternatif çözümlerin üretilmesi büyük önem taşıyor.