Denizli'nin Baklan ilçesinde meydana gelen olay, Türkiye'yi şoke etti. Yalnız yaşayan bir çiftçi, evinin bahçesinde ölü bulundu. Ancak bu ölüm, sıradan bir ölüm değildi. Adamın kulakları ve yüzünün bir kısmı yenmişti! Olayla ilgili soruşturma başlatıldı ve gerçekler ortaya çıktı.

Olay Nasıl Gerçekleşti?

Olay, Denizli'nin Baklan ilçesine bağlı Dağal Mahallesi'nde meydana geldi. Çiftçilik yapan Halit Tire, evinin bahçesinde komşusu tarafından hareketsiz halde bulundu. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, Tire'nin hayatını kaybettiğini ve vücudunda kesikler olduğunu belirledi. En dikkat çekici detay ise, adamın kulaklarının ve yüzünün bir kısmının olmamasıydı.

İlk başta cinayet şüphesi üzerinde durulsa da, olay yerinde herhangi bir kan izine rastlanılmadı. Jandarma ekipleri, evin çevresindeki güvenlik kameralarını inceledi ancak herhangi bir şüpheli duruma rastlamadı. Halit Tire'nin cenazesi, ölüm nedeninin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Adli Tıp Raporu Her Şeyi Değiştirdi

Adli Tıp Kurumu'ndan gelen otopsi raporu, olayın seyrini tamamen değiştirdi. Rapora göre, Halit Tire geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmişti. Kalp krizi geçirirken yere düşen Tire'nin kulakları ve yüzünün bir kısmını ise fareler yemişti. Bu durum, hem şaşkınlık yarattı hem de olayın vahametini gözler önüne serdi.

Fareler Neden Saldırdı?

Bu durum akıllara "Fareler neden saldırdı?" sorusunu getirdi. Uzmanlara göre, fareler aç kaldıklarında veya yiyecek bulamadıklarında ölü bedenlere yönelebiliyor. Özellikle kırsal bölgelerde, yiyecek bulmakta zorlanan farelerin bu tür olaylara karışma ihtimali daha yüksek. Ayrıca, Halit Tire'nin yalnız yaşıyor olması ve bahçesinde uzun süre fark edilmemesi de farelerin cesede yönelmesini kolaylaştırmış olabilir.

Olayın Sonucu

Halit Tire'nin ölümü, Denizli'de büyük üzüntü yarattı. Üçü kız 4 çocuğu ve eşinden ayrı olarak yaşayan Tire'nin cenazesi, Baklan'a bağlı Dağal Mahallesi'nde toprağa verildi. Bu olay, yalnız yaşayan yaşlıların durumuna dikkat çekerek, toplumda daha fazla dayanışma ve yardımlaşma ihtiyacını bir kez daha gözler önüne serdi.