Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüzleştiği bu günlerde, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Esra Saatçi'den kritik bir uyarı geldi. Saatçi, deprem gibi afetlerde elektrik ve haberleşme altyapısının hayati önem taşıdığını vurgulayarak, kesintisiz enerji sistemlerinin hayat kurtarıcı olduğunu belirtti.

Kesintisiz Enerji Neden Hayati?

Saatçi'ye göre, hastaneler, haberleşme merkezleri ve ulaşım altyapıları gibi kritik öneme sahip yerlerde enerji kesintisi yaşanmaması gerekiyor. Kesintisiz güç kaynakları (UPS),jeneratörler ve bataryalarla desteklenen enerji altyapıları, bu tür yerlerin kesintisiz çalışmasını sağlayarak olası can kayıplarının önüne geçebilir.

• Hastanelerde ameliyatların devamlılığı
• Haberleşme merkezlerinde iletişimin sağlanması
• Ulaşım altyapılarında koordinasyonun sürdürülmesi

Bu sistemler sayesinde afet anında dahi hayati fonksiyonların aksamadan devam etmesi mümkün hale geliyor.

Akıllı Şebeke Sistemleri: Afet Yönetiminde Yeni Bir Dönem

Türkiye'de de yaygınlaşmaya başlayan akıllı şebeke sistemleri (smart grid),elektrik iletim ve dağıtım sistemlerini bilgisayar ve ağ teknolojileriyle entegre ederek afet yönetiminde önemli bir rol üstleniyor. Bu sistemler sayesinde elektrik tüketimi anlık olarak izlenebiliyor ve uzaktan yönetilebiliyor. Doç. Dr. Saatçi, afet senaryoları için akıllı şebeke standartlarının yeniden tanımlanmasının önemine dikkat çekiyor.

Akıllı şebekeler sadece konfor sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda endüstriyel tesisler, sağlık kurumları ve haberleşme altyapılarının korunması için de kritik bir öneme sahip.

Haberleşmede Kesintisizliğin Önemi

Haberleşme sistemlerinde de afet öncesinde ciddi hazırlıklar yapılması gerekiyor. Deprem gibi durumlarda iletişim ihtiyacının zirveye ulaştığını belirten Doç. Dr. Saatçi, sistemlerin kapasitesinin bu yükü taşıyamayabileceğine dikkat çekiyor ve çözüm önerilerini sıralıyor:

• Kesintisiz güç kaynaklarıyla çalışan baz istasyonları oluşturulmalı.
• Kullanıcı yoğunluğu yüksek bölgelerde hazırda bekleyen mobil ve uydu baz istasyonları devreye alınmalı.
• Fiber optik kablolar, doğru standartlara uygun döşendiğinde en dayanıklı iletişim kanalı olabilir.

Ayrıca, afet anında devreye giren grup haberleşme sistemlerinin (sağlık personeli ve kritik görevli gruplara özel haberleşme kanalları) can kayıplarını azaltmada kritik rol oynayacağını vurguluyor.

Doç. Dr. Saatçi son olarak, deprem anlarında yaşanan mobil iletişim sorunlarının teknik olarak önlenebilir olduğunu belirterek, sesli veya görüntülü aramalar yerine kısa mesaj veya internet tabanlı mesajlaşma uygulamalarının kullanılmasını öneriyor. Bu sayede veri trafiği hafifleyecek ve ağ kapasitesi daha verimli kullanılabilecektir.

Deprem gibi doğal afetlerde kesintisiz enerji ve haberleşme altyapısının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Uzmanların uyarılarını dikkate alarak gerekli önlemleri almak, olası can kayıplarının önüne geçmek adına büyük önem taşıyor. Unutmayalım, hazırlıklı olmak hayat kurtarır!