Londra'da artan kira fiyatları, pek çok insanı alternatif yaşam arayışlarına itiyor. Bu arayışın en dikkat çekici sonuçlarından biri ise "narrowboat" adı verilen, kanallara uygun tasarlanmış botlarda yaşamak. Peki, bu sıra dışı yaşam şekli nasıl bir deneyim sunuyor ve Londra'da giderek daha popüler hale geliyor?

Kanal Botlarında Yaşam: Bir Zorunluluk mu, Bir Seçenek mi?

Londra'da kanal botlarında yaşamak, hem ekonomik bir çözüm hem de farklı bir yaşam tarzı sunuyor. Ancak bu yaşamı sürdürebilmek için Nehir ve Kanal Kurumu (CRT) tarafından belirlenen bazı şartlara uymak gerekiyor. Bu şartlardan biri ise belirli lisanslara sahip olmak. Kanal botlarında yaşam, karadaki evlere kıyasla daha uygun maliyetli olsa da, bazı ek harcamaları da beraberinde getiriyor. Örneğin, botun uzunluğuna ve kullanılan kaynaklara göre değişen aylık harcamalar 400 sterlinden başlayabiliyor. Kalıcı lisans sahibi olmak ise bu harcamayı 800 sterline kadar çıkarabiliyor. Yine de, aynı oda sayısına sahip bir eve kıyasla 500 ila 600 sterlin daha ucuza yaşamak mümkün.

Psikiyatrist Tom Hocknell, eşinden ayrıldıktan sonra Londra'daki ev kiralarını karşılayamadığı için botta yaşamaya başlamış. Hocknell, botlarda bulaşık ve çamaşır makinesi gibi bazı eşyaların olmadığını veya daha küçük boyutlarda olduğunu belirtiyor. Ancak bu duruma alıştığını ve her şeye kolayca ulaşabildiğini ifade ediyor. Hocknell, Nehir ve Kanal Kurumu'nun son zamlarına rağmen kanal botlarında yaşamanın hala çok ucuz olduğunu vurguluyor ve ekliyor: "Bu çok gizli bir yaşam stili."

Londra Kanallarında Göçebe Hayat

Kanal botlarında yaşayanlar, Londra'nın tarihi ve turistik bölgelerinden geçen kanallarda adeta göçebe bir hayat sürüyor. Grand Union Kanalı ve Regent's Kanalı gibi önemli su yolları, Notting Hill, Little Venice, Camden, Hackney ve Angel gibi popüler semtlerin içinden geçiyor. Bu durum, kanal botlarında yaşayanlara şehri farklı bir perspektiften deneyimleme fırsatı sunuyor. Tahminlere göre Londra'da yaklaşık 4 bin bot konut işlevi görüyor ve 10 bin kişi bu botlarda yaşıyor.

• Daha uygun maliyetli yaşam: Yüksek kira fiyatlarından kaçış.
• Özgürlük ve hareketlilik: Şehri farklı açılardan keşfetme imkanı.
• Sıra dışı deneyim: Göçebe bir yaşam tarzını benimseme.

Kanal Botu Sakinlerinin Deneyimleri

Melina, 2,5 aydır Hackney bölgesindeki bir botta yaşıyor. En büyük avantajının ucuzluk olduğunu belirten Melina, daha az alana sahip olmanın alışılacak bir durum olduğunu söylüyor. Londra'ya 1,5 yıl önce taşınan Melina, botta yaşamaya başlama motivasyonlarını şöyle açıklıyor: "Londra'daki fiyatlardı. Ayrıca farklı bir yaşam şeklini de deneyimlemek istiyorduk." Kanallarda yaşayanların cana yakın bir topluluk olduğunu da ekliyor.

Melina, en çok Paddington ve Little Venice bölgelerindeki kanallarda yaşamaktan keyif alıyor. Botlarda yaşamanın Londra'yı farklı bir şekilde gezmenin bir yolu olduğunu da vurguluyor. Bu deneyim, sadece bir konaklama çözümü değil, aynı zamanda şehri keşfetmek için benzersiz bir fırsat sunuyor.

Londra'da kanal botlarında yaşamak, yüksek kira fiyatlarına karşı bir alternatif olarak ortaya çıkarken, aynı zamanda farklı bir yaşam tarzını benimsemek isteyenler için de cazip bir seçenek sunuyor. Bu göçebe hayat, hem ekonomik bir çözüm hem de şehri farklı bir perspektiften deneyimleme imkanı sunarak, Londra'da giderek daha popüler hale geliyor.