AB'den Göçmen Politikası Hamlesi! Yeni Dönem mi Başlıyor?
Gündem

AB'den Göçmen Politikası Hamlesi! Yeni Dönem mi Başlıyor?


23 May 20255 dk okuma10 görüntülenmeSon güncelleme: 30 May 2025

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, göçmen politikaları konusunda yeni bir adım atmaya hazırlanıyor. İtalya ve Danimarka'nın öncülüğünde 9 AB ülkesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) mevcut yorumlarının gözden geçirilmesini talep etti. Bu talep, göç, güvenlik ve sınır dışı yetkileri gibi konularda dikkat çekiyor ve insan hakları sözleşmeleri üzerinde yeni bir tartışmayı başlatacak gibi görünüyor.

Meloni ve Frederiksen'den Ortak Çıkış

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ile Roma’daki Chigi Sarayı’nda yaptığı görüşmenin ardından önemli açıklamalarda bulundu. Meloni, 9 Avrupa Birliği (AB) ülkesiyle birlikte bazı Avrupa sözleşmeleri üzerine siyasi bir tartışma başlatmak istediklerini belirtti. Bu tartışmanın amacı, sözleşmelerin günümüzün büyük meseleleriyle, özellikle de göç olgusuyla başa çıkma kapasitesini değerlendirmek.

Meloni, basın toplantısında şunları söyledi: "İtalya ve Danimarka, bazı Avrupa sözleşmeleri üzerine siyasi bir tartışma başlatmak ve bu sözleşmelerin, kaleme alınmalarından onlarca yıl sonra, günümüzün büyük meseleleriyle, özellikle de göç olgusu konusuyla başa çıkma kapasitesini değerlendirmek istiyor." Görüşmede ayrıca Rusya-Ukrayna Savaşı, düzensiz göç ve AB’deki göç düzenlemeleri ele alındı.

Meloni, Ukrayna’daki gelişmelere dair bilgi alışverişinde bulunduklarını ve Kiev’in barış iradesini gösterdiğini belirtti. "Ukrayna hükümetine özellikle bu haftalarda ateşkes talebine derhal uyarak barışı sağlama konusundaki samimi iradesini açıkça gösterdiği için teşekkür etmek gerek." dedi. ABD ve Avrupa'dan birçok liderle barış müzakereleri için çaba gösterdiklerini aktaran Meloni, "(Donald) Trump ile birkaç saat önce son kez görüştüm. Yeni bir müzakere turu başlatmak için çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

"Göç Sisteminde Reform Şart"

Danimarka Başbakanı Frederiksen ise, Avrupa’nın göç kapasitesinin sınırlı olduğuna işaret ederek, "Birlikte Avrupa'nın alabileceği insan sayısının sınırlı olduğunu açıkça söyledik." dedi. Mevcut sığınma sisteminin işlevsiz olduğunu belirten Frederiksen, "Yeni çözümlere ihtiyacımız var." dedi ve Avrupa’ya ulaşmak için hayatlarını riske atan göçmenlerin yanı sıra, kontrolsüz göçün toplumlara etkisine dikkat çekti.

Avrupa'nın göç sorununa çözüm bulma arayışları devam ederken, bu türden girişimlerin kıta genelindeki siyasi dengeleri nasıl etkileyeceği merak konusu. Özellikle, farklı ülkelerden gelen göçmenlerin entegrasyonu ve sosyal uyum gibi konular, Avrupa toplumlarının geleceği açısından kritik öneme sahip. Bu bağlamda, göç politikalarının sadece sınır güvenliğini değil, aynı zamanda insan haklarını ve sosyal adaleti de gözetmesi gerektiği vurgulanıyor.

  • Avrupa'nın göç kapasitesinin sınırlı olduğu
  • Mevcut sığınma sisteminin işlevsiz olduğu
  • Yeni çözümlere ihtiyaç olduğu

Göçmen Suçlulara Sınır Dışı Vurgusu

Toplantı sonrası İtalya Başbakanlığı tarafından kamuoyuyla paylaşılan mektupta, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının bazı durumlarda ulusal yönetimlerin yetkilerini sınırladığı savunuldu. Mektupta, "Suç işleyen yabancıların sınır dışı edilmesi konusunda ulusal düzeyde daha fazla yetkiye sahip olmalıyız." denildi. Özellikle şiddet ve uyuşturucu suçları gibi vakalarda sınır dışı işlemlerinin önünün açılması istendi. Belgede ayrıca, göçmenleri siyasi araç olarak kullanan ülkelere karşı daha etkili adımlar atılması gerektiği ifade edildi.

İtalya ve Danimarka’nın yanı sıra Avusturya, Belçika, Çekya, Estonya, Letonya, Litvanya ve Polonya’nın imzaladığı mektup, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yorumlanış biçimi üzerinde yeni bir tartışma sürecinin işareti olarak değerlendirildi.

Bu gelişmeler, Avrupa'da göçmen politikalarının geleceği hakkında önemli ipuçları sunuyor. Özellikle, AİHS'nin yorumlanması konusundaki tartışmaların nasıl sonuçlanacağı, AB üyesi ülkelerin göçmenlere yönelik yaklaşımlarını derinden etkileyebilir. Avrupa'nın, göçmen haklarını korurken aynı zamanda kendi güvenliğini ve sosyal uyumunu sağlama çabası, önümüzdeki dönemde daha da belirgin hale gelecek gibi görünüyor.