18 Nisan 2025 Cuma

ABD'de Şok Karar! Göçmen Geri Döndü! Trump'ın Politikası Çöktü mü?

ABD'de federal bir yargıcın aldığı karar, göçmen politikaları konusunda yeni bir tartışma başlattı. Maryland eyaletinde görev yapan yargıç Paula Xinis, El Salvador uyruklu 29 yaşındaki Kilmar Armando Abrego Garcia'nın sınır dışı edilmesinin yasal olmadığını belirterek, ülkeye geri dönmesine hükmetti. Bu karar, özellikle Trump döneminde uygulanan sert göçmen politikalarının sorgulanmasına yol açtı.

"İdari Hata" İtirafı ve Geri Dönüş Kararı

Garcia'nın sınır dışı edilmesi, Donald Trump döneminde MS13 çetesiyle bağlantılı olduğu iddiasıyla gerçekleşmişti. Ancak daha sonra, Garcia hakkında verilen bir mahkeme kararının onu El Salvador'a iade edilmekten koruduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine ABD yönetimi, sınır dışı işleminin bir "idari hata" sonucu gerçekleştiğini kabul etti. Yargıç Xinis, hükümete Garcia'yı en kısa sürede ülkeye geri getirmesi için süre tanıdı.

Olayın detayları ise oldukça dikkat çekici. Garcia'nın, Venezuela kökenli Tren de Aragua çetesi üyesi olduğu iddia edilen diğer göçmenlerle birlikte El Salvador'daki bir hapishaneye nakledildiği belirtilmişti. Amerikan makamları, Garcia'nın hapishanede bulunması nedeniyle iadesinin mümkün olmadığını savunmuştu. Ancak yargıcın kararıyla bu durum değişti.

ABD medyasında yer alan bilgilere göre, Garcia 16 yaşında çete şiddetinden kaçarak ABD'ye sığınmış ve 2019 yılında bir federal yargıç tarafından sınır dışı edilmemesi için koruma statüsü verilmişti. Bu durum, sınır dışı kararının ne kadar hatalı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Trump Dönemi Göçmen Politikaları Yeniden Gündemde

Donald Trump yönetimi döneminde, özellikle Latin Amerika kökenli suç örgütlerine karşı sert göçmen politikaları uygulanmıştı. MS13 ve Tren de Aragua çeteleri "yabancı terör örgütleri" listesine alınmış ve "Yabancı Düşmanlar Yasası" yetkisi devreye sokularak, bu çetelerle bağlantılı olduğu düşünülen birçok göçmen El Salvador'daki cezaevlerine gönderilmişti.

Bu politikalar, insan hakları örgütleri ve hukukçular tarafından sıklıkla eleştirilmişti. Göçmenlerin adil yargılanma haklarının ihlal edildiği, suçsuz insanların da cezalandırıldığı yönünde ciddi iddialar ortaya atılmıştı. Garcia'nın durumu, bu eleştirilerin ne kadar haklı olduğunu gösteren bir örnek olarak değerlendiriliyor.

Kararın Etkileri ve Sonuç

Yargıç Xinis'in kararı, ABD'deki göçmen politikaları ve sınır dışı süreçlerine ilişkin tartışmaları yeniden alevlendirdi. Bu kararın, benzer durumda olan diğer göçmenler için emsal teşkil edebileceği ve gelecekteki sınır dışı kararlarını etkileyebileceği belirtiliyor. Trump döneminde uygulanan sert politikaların gözden geçirilmesi ve daha adil, insan haklarına saygılı bir göçmen politikası oluşturulması gerektiği yönündeki çağrılar da artmaya başladı.

Bu olay, göçmenlik konusunun ne kadar karmaşık ve hassas olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Hukukun üstünlüğü ilkesinin her zaman gözetilmesi, adil yargılanma hakkının korunması ve insan haklarına saygı duyulması, göçmen politikalarının temelini oluşturmalıdır. Aksi takdirde, masum insanların hayatları karartılabilir ve telafisi mümkün olmayan hatalar yapılabilir.

İlgili Haberler