
ABD İsrail'e Yardımı Kesiyor Mu? Şok Rapor!
ABD'nin önde gelen muhafazakâr düşünce kuruluşlarından Heritage Foundation'ın yayımladığı rapor, ABD-İsrail ilişkilerinde köklü bir dönüşümün sinyallerini veriyor. İsrail'e verilen askeri yardımların 2047'ye kadar tamamen kesilmesi önerisi, sadece finansal değil, ideolojik bir kopuşun da habercisi mi? İşte detaylar…
Heritage Vakfı'ndan Şok Rapor: İsrail'e Yardım Kesilsin!
Heritage Foundation'ın raporu, ABD'nin İsrail'e yaptığı karşılıksız askeri yardımların 2032'den itibaren aşamalı olarak azaltılmasını ve 2047'de tamamen sonlandırılmasını öneriyor. Bu yaklaşım, ABD'nin 2029-2047 dış politika vizyonu çerçevesinde sunulurken, ilişkilerin stratejik ortaklık temeline oturtulması savunuluyor. Raporun temel argümanları şu şekilde:
- Yük paylaşımı: ABD'nin geleneksel müttefiklerine yönelik yük paylaşımı çağrıları İsrail'i de kapsamalı.
- Kademeli geçiş: İsrail, güvenlik sorumluluğunu kademeli olarak kendi üzerine almalı.
- Eşitlik ilkesi: "Destek değil, eşitlik" ilkesiyle, ilişkinin sadece mali değil, ideolojik temeli de sorgulanmalı.
İdeolojik Kırılma ve Bölgesel Entegrasyon Önerisi
"Destek değil, eşitlik" söylemiyle öne çıkan rapor, iki ülke arasındaki ilişkinin sadece mali boyutunu değil, ideolojik temelini de sorguluyor. Yaklaşık bir asırdır süregelen İsrail yanlısı dış politika anlayışına muhafazakâr bir cepheden gelen bu çıkış, ABD’de önemli bir kırılmaya işaret ediyor. Raporda, İsrail’in ikinci yüzyılında kendi geleceğini şekillendirmesi gerektiği belirtilirken, bu kapsamda bölgesel iş birliklerine de ağırlık verilmesi öneriliyor. İsrail’in bölgedeki Müslüman ve Arap ülkeleriyle enerji, ticaret ve savunma alanlarında yakınlaşması gerektiği ifade ediliyor.
Bu çerçevede:
- 1985 tarihli Serbest Ticaret Anlaşması’nın güncellenmesi
- Doğu Akdeniz enerji projelerine yatırımların artırılması
- İsrail’in Orta Doğu-Asya-Avrupa koridorundaki rolünün güçlendirilmesi
- IMEC, I2U2 ve MERC gibi bölgesel girişimlerin desteklenmesi hedefleniyor.
Savunma alanında ise, MESA ve Orta Doğu Hava Savunması gibi yapılar üzerinden İsrail’in askeri üstünlüğü korunarak, ortak güvenlik sistemlerinin güçlendirilmesi öneriliyor.
"İsrail'in Kaderi İsraillilerin Elinde Olmalı"
Raporun temel iddiası ise şu cümleyle özetleniyor: "Yahudi devletinin ikinci yüzyıldaki geleceği tamamen İsraillilerin kontrolünde olmalıdır." Bu bağlamda ABD’nin İsrail’e sunduğu koşulsuz desteğin, yerini daha dengeli ve karşılıklı çıkar esasına dayalı bir ilişki modeline bırakması gerektiği vurgulanıyor.
Trump’ın nisan ayında Netanyahu’ya yönelttiği “makul olmalısın” uyarısı ve Hamas’ı doğrudan muhatap alarak İsrail’i devre dışı bıraktığı Orta Doğu ziyareti, Amerikan muhafazakârlığının geleneksel İsrail siyasetinden uzaklaştığını gözler önüne serdi. Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması da bu yaklaşımın dış politika düzlemine yansıyan bir diğer örneği oldu. ABD’nin İsrail’in yayılmacı politikalarına verdiği sınırsız destek, rapora göre, Amerikan karşıtlığını besleyen temel faktörlerden biri. Bu nedenle, ABD'nin bölgedeki çıkarlarını korumak için artık yeni bir stratejik çerçeveye ihtiyacı olduğu vurgulanıyor.
Heritage Vakfı’nın önerdiği model, ABD’nin İsrail’e yönelik koşulsuz desteğini hem mali hem ideolojik açıdan sorgulayan ilk ciddi muhafazakâr çıkış olarak dikkat çekiyor. Rapor, ABD-İsrail ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılması gerektiğini savunurken, bu ilişkinin artık karşılıklı çıkarlar temelinde yeniden tanımlanmasını talep ediyor. Bu yönüyle rapor, bir ittifakın geleceğini yeniden inşa etme değil, temellerini sarsma çağrısı olarak okunuyor. Bu durumun, bölgedeki dengeleri nasıl etkileyeceği ise merak konusu.