
AK Parti'den Şok Karar! Diyanet'e İlahi Hitabı Kontrol Yetkisi mi Verildi?
Karar yazarı Mehmet Ocaktan, Diyanet'e özel yayınevlerinin bastığı Kur'an-ı Kerim meallerini "re'sen inceleme ve sakıncalı bulunanları imha etme" yetkisi veren kanun teklifini köşesine taşıyarak önemli bir tartışmayı başlattı. Ocaktan, bu durumun vahametine dikkat çekerek, "Bu öylesine hüzün verici bir durum ki; herhalde yıllarca düşünülse kimsenin aklına gelmeyecek bir şey oldu ve AK Parti iktidarında, rejime ilahi hitabı kontrol etme yetkisi verildi," ifadelerini kullandı.
Diyanet'e Verilen Yetki Tartışma Yarattı
Diyanet İşleri Başkanlığı'na böylesine geniş yetkiler verilmesi, farklı kesimlerden tepkilere neden oldu. Eleştiriler, bu yetkinin ifade özgürlüğünü kısıtlayabileceği ve dini yorum farklılıklarını ortadan kaldırmaya yönelik bir girişim olabileceği yönünde yoğunlaşıyor. Özellikle özel yayınevlerinin bastığı meallerin hedef alınması, piyasadaki çeşitliliği azaltabileceği ve tek tip bir dini anlayışın dayatılmasına yol açabileceği endişesini beraberinde getiriyor.
Mehmet Ocaktan'dan Sert Eleştiriler
Mehmet Ocaktan, yazısında bu durumu sert bir dille eleştirerek, AK Parti'nin geçmişte savunduğu değerlerle çeliştiğini vurguladı. Ocaktan'a göre, bu karar sadece dini özgürlükler açısından değil, aynı zamanda demokratik değerler açısından da büyük bir gerileme anlamına geliyor. Bu yetkinin Diyanet'e verilmesi, devletin din üzerindeki kontrolünü artırarak, farklı inanç ve yorumlara sahip bireylerin kendilerini dışlanmış hissetmelerine neden olabilir.
Bu Kararın Olası Sonuçları
Diyanet'e verilen bu yetki, Türkiye'deki dini hayat üzerinde önemli etkiler yaratabilir. Kur'an-ı Kerim meallerinin incelenmesi ve imha edilmesi yetkisi, farklı dini yorumların ve anlayışların ortadan kalkmasına yol açabilir. Bu durum, toplumda dini kutuplaşmayı artırabilir ve farklı inanç grupları arasında gerginliklere neden olabilir. Ayrıca, bu karar, Türkiye'nin uluslararası alandaki imajını da olumsuz etkileyebilir ve ülkenin insan hakları konusundaki karnesini daha da kötüleştirebilir.
- İfade özgürlüğünün kısıtlanması
- Dini yorum farklılıklarının ortadan kaldırılması
- Toplumsal kutuplaşmanın artması
- Uluslararası alanda itibar kaybı
Sonuç olarak, Diyanet'e verilen bu yetki, Türkiye'deki dini ve siyasi dengeleri derinden sarsabilecek potansiyele sahip. Bu kararın sonuçları, sadece dini çevreleri değil, tüm toplumu etkileyecek ve Türkiye'nin geleceği üzerinde önemli bir rol oynayacaktır. Bu nedenle, bu kararın tüm boyutlarıyla tartışılması ve kamuoyunun bilgilendirilmesi büyük önem taşıyor.