Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali Akkuyu NGS, sadece mühendislik başarısıyla değil, aynı zamanda devasa finansal büyüklüğüyle de dikkat çekiyor. Toplam maliyeti yaklaşık 20 milyar dolar olan bu proje, Rusya Devlet Nükleer Enerji Kurumu Rosatom tarafından finanse ediliyor. Ancak, projenin finansmanında yaşanan bir sorun, kısa süreli bir aksamaya neden oldu.

Akkuyu'da Finansal Kriz Aşıldı mı?

Daha önce Rosatom tarafından Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin yapımında kullanılmak üzere ayrılan yaklaşık 2 milyar dolarlık fon, ABD merkezli JP Morgan tarafından dondurulmuştu. Bu blokajın nedeni, doğrudan Türkiye değil, Rusya merkezli finans kuruluşlarının uluslararası SWIFT sistemi üzerinden yaptığı işlemlerdeki güvenlik ve yaptırım denetimleriyle ilgiliydi. Yaşanan bu durum, projede ciddi gecikmelere yol açabileceği endişesi yarattı.

Neyse ki, Rus cephesinden gelen son açıklamalar, finansal akıştaki sıkıntıların aşıldığını ve projenin yeniden tam kapasiteyle ilerlediğini müjdeledi. Rosatom’un Birinci Genel Müdür Yardımcısı Kirill Komarov, ABD’nin bloke ettiği tutarın serbest bırakıldığını ve fonların alternatif kanallar üzerinden Türkiye’ye aktarıldığını belirtti.

Ankara'nın Arabuluculuk Rolü

Kulislerde konuşulanlara göre, bu sorunun çözümünde Ankara'nın da aktif bir rol üstlendiği belirtiliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın hem Rosatom hem de ABD Hazine yetkilileriyle yürüttüğü temaslarda, Akkuyu'nun Türkiye'nin ulusal enerji arz güvenliği için hayati bir proje olduğu vurgulandı. Bu yaklaşım, ABD tarafında 'projeye spesifik muafiyet' sağlanmasına zemin hazırladı.

Kremlin kaynaklarına göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de devreye girmesiyle, projeye aktarılacak fonların Rusya'nın alternatif ödeme sistemleri üzerinden yeniden düzenlenmesine olanak tanındı. Putin'in müdahalesiyle Rusya, Türkiye'ye yönelik ödemelerde 'özel koridor' statüsünü tanımladı. Bu sayede Akkuyu NGS için ayrılan kaynaklar, ABD kontrolündeki uluslararası bankacılık sistemine girmeden Türkiye'ye aktarılmaya başlandı.

Aynı zamanda, Putin’in devreye girmesinin ardından ABD’de dondurulan tutarların serbest bırakıldığı, geri kalan fonların da Rusya’nın yeni ödeme sistemleri üzerinden kesintisiz şekilde aktarıldığı ifadeleri dikkat çekti. Finansal blokenin kaldırılmasında Trump ile Putin arasındaki samimi diyaloğun da etkisi olduğu kaydedildi.

Akkuyu'da Çalışmalar Hızlandı

Finansal akışın yeniden sağlanmasıyla birlikte Akkuyu sahasında çalışma temposu belirgin biçimde arttı. İşlerin aksadığı dönemde sahadaki çalışan sayısı 12 bin kişiye kadar gerilerken, şu anda 30 bini aşkın mühendis, teknisyen ve işçi dört reaktör sahasında eş zamanlı olarak görev yapıyor. İlk ünitenin 2026’da devreye girmesi, kalan üç ünitenin de 2028’e kadar kademeli olarak işletmeye alınması planlanıyor.

Akkuyu NGS projesindeki finansal sorunların aşılması, Türkiye'nin enerji bağımsızlığı hedefi için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Projenin tamamlanmasıyla birlikte Türkiye, nükleer enerjiye sahip bir ülke konumuna gelecek ve enerji arz güvenliğini önemli ölçüde artıracak.