
Deprem Uzmanından Kritik Uyarı: Hangi Şehirlerde Yıkıcı Deprem Bekleniyor?
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Türkiye'deki fay hatları hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. 2023 Kahramanmaraş depremlerinin ardından yapılan detaylı incelemelerde, 30 aktif fay hattının büyük bir deprem üretme potansiyeli taşıdığını belirtti. Sözbilir, bu fayların uzun süredir kırılmadığını ve stres biriktirdiğini vurgulayarak, özellikle bazı bölgelerde yıkıcı depremlerin beklendiğini ifade etti.
İstanbul ve Batı Anadolu'da Tehlike Çanları
Prof. Dr. Sözbilir, İstanbul'un güneyindeki Kumburgaz, Adalar ve Avcılar segmentlerinin oluşturduğu fay hattında büyük bir deprem beklendiğini söyledi. "Bu segmentlerdeki hareketlilik, Marmara Bölgesi için ciddi risk taşıyor" diyen Sözbilir, Batı Anadolu'daki riskli faylara da dikkat çekti. İzmir'deki Tuzla fayı, Balıkesir'deki Gökçeyazı segmenti ve Eskişehir fayı bu bölgeler arasında sayıldı. Ayrıca Orta Anadolu'da Tuz Gölü ve Kayseri-Erciyes faylarının da incelenmesi gerektiğini belirtti.
Sözbilir, Doğu Anadolu'da ise Erzincan-Bingöl arasındaki Yedisu Fayı ile Malatya, Ovacık, Şirvan, Cizre ve Yüksekova gibi bölgelerde bulunan fayların da aynı risk grubunda olduğunu ifade etti. Bu fayların her birinin potansiyel bir tehlike kaynağı olduğunu ve dikkatle incelenmesi gerektiğini vurguladı.
'Fay Sakınım Bandı' Uygulaması Şart!
Prof. Dr. Sözbilir, bu faylar üzerindeki yapılaşmanın kontrol altına alınması gerektiğini belirterek, "Fay sakınım bandı" uygulamasının önemine dikkat çekti. Bu uygulamanın, fay hatları üzerindeki yapılaşmayı engellemesi veya sınırlandırması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, mevcut yapıların deprem karşısında ne kadar dayanıklı olduğunun analiz edilmesi ve riskli yapıların kentsel dönüşüm kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Sözbilir'in açıklamaları şu şekildeydi:
- "Bu tür alanlarda ‘fay sakınım bandı’ adı verilen koruma bölgeleri oluşturulmalı."
- "Bu bantlar yapılaşmayı engellemeli veya sınırlandırmalı."
- "Mevcut yapı stoğunun da fayın hareketi karşısında ne kadar hasar göreceği analiz edilmeli."
- "Eğer hasar riski yüksekse, kentsel dönüşüm kapsamında değerlendirilmelidir."
DEÜ Deprem Araştırma Merkezi’nin hazırladığı raporların ilgili belediyelere iletildiğini belirten Sözbilir, bu belediyelerin de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile koordinasyon içinde çalıştığını aktardı.
Türkiye Deprem Gerçeğiyle Yüzleşiyor
Prof. Dr. Hasan Sözbilir'in bu uyarıları, Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Özellikle riskli bölgelerde yaşayan vatandaşların ve yetkililerin gerekli önlemleri alması, olası bir depremin yıkıcı etkilerini en aza indirmek için hayati önem taşıyor. Deprem bir doğa olayıdır ancak alınacak önlemlerle felakete dönüşmesi engellenebilir. Bu nedenle, bilim insanlarının uyarılarını dikkate almak ve gerekli adımları atmak hepimizin sorumluluğundadır.