Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF),Ekim 2025'e dair hazırladığı kadın cinayetleri raporunu yayımladı. Rapor, 1 Ekim ile 31 Ekim tarihleri arasında Türkiye'de en az 27 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü ortaya koyuyor. Bu acı tablo, kadın cinayetlerinin ülkemizde ne denli ciddi bir sorun olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. TKDF, 2025'in ilk on ayında toplamda 317 kadının öldürüldüğünü belirtirken, bu sayıların 241'i kadın cinayeti, 76'sı ise şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçti.

Kadın Cinayetlerinde Medeni Durum ve Yaş Faktörü

TKDF raporu, öldürülen kadınların medeni durumlarına ilişkin önemli veriler sunuyor. Buna göre, öldürülen kadınların 12'si evli, 6'sı bekar ve 6'sı boşanmış durumda. Yaş aralığına bakıldığında ise en genç kurban 17 yaşında iken, en yaşlı kurban 69 yaşında. 36-50 yaş aralığındaki kadınlar, %48'lik oranla en yüksek risk grubunu oluşturuyor. Bu durum, orta yaşlı kadınların şiddet ve cinayet riski altında olduğunu gösteriyor.

Fail Profili ve Cinayet Mahalli

Raporda, cinayetlerin büyük bir bölümünde faillerin, mağdurların aile içindeki erkekler olduğu vurgulanıyor. 6 kadın boşanmış veya boşanma aşamasındaki erkek tarafından, 5 kadın ayrılmak istediği erkek tarafından, 1 kadın kızının bağlantılı olduğu erkek tarafından ve 1 kadın tanıdığı bir erkek tarafından öldürüldü. Olayların %63,5'inin kadınların kendi evlerinde gerçekleşmesi ise, kadınların en güvende hissetmeleri gereken yerde dahi hayati tehlike altında olduklarını ortaya koyuyor. Cinayetlerde kullanılan yöntemlerin başında ateşli silahlar geliyor; 16 cinayette ateşli silah kullanılmış. Coğrafi dağılıma bakıldığında ise İstanbul, Diyarbakır, İzmir, Adana ve Antalya, vakaların en sık görüldüğü iller olarak sıralanıyor.

Kadın cinayetleri, sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın önemli sorunlarından biridir. Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünya genelinde her gün ortalama 137 kadın, aile içi şiddet sonucu hayatını kaybetmektedir. Bu durum, kadınların korunması ve şiddetin önlenmesi için uluslararası düzeyde iş birliğinin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

Ekim ayı raporu, Türkiye'de kadın cinayetlerinin vahametini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu durumla mücadele için devletin, sivil toplum kuruluşlarının ve bireylerin iş birliği yapması, farkındalık yaratılması ve etkin önleme mekanizmalarının geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Unutmayalım ki, her bir kadın cinayeti, sadece bir bireyin değil, tüm toplumun kaybıdır.