
Mahsa Amini Ölümünün 3. Yılı: İran'da Kadınlar Direniyor!
İran'da ahlak polisinin "başörtüsü" bahanesiyle gözaltına aldığı ve işkence sonucu hayatını kaybeden Jîna Mahsa Amini'nin ölümünün üzerinden tam üç yıl geçti. Bu acı olay, İran'da ve dünyada büyük yankı uyandırmış, kadınların özgürlük mücadelesinde bir dönüm noktası olmuştu.
Amini'nin Ölümü ve Sonrası: Bir Direnişin Doğuşu
Uluslararası Af Örgütü ve BM'nin raporları, Amini'nin gözaltında fiziksel şiddete maruz kaldığını ve bu şiddetin ölümüne neden olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Amini'nin ölümüyle birlikte İran'da kadınların başlattığı başörtüsü karşıtı eylemler, uzun süre dünya gündeminde yer aldı. İran hükümeti ahlak polisinin yetkilerini kısıtlayacağını açıklasa da, kadınlara yönelik baskılar artarak devam etti.
Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi, İran'da da kadınlar baskılara boyun eğmeyerek sokakları terk etmedi. Şeriatla yönetilen İran devletine karşı tepkilerini sokaklarda dile getirdiler, videolar çekip sosyal medyada paylaştılar ve seslerini dünyaya duyurdular. Norveç merkezli İran İnsan Hakları Örgütü'ne göre, aylarca süren gösterilerde 537 kişi öldürüldü ve binlerce kişi gözaltına alındı. İran medyası ise gösteriler sırasında yaklaşık 70 güvenlik görevlisinin yaşamını yitirdiğini bildirdi.
Uluslararası Raporlar Ne Diyor? Baskı ve Cezasızlık Devam Ediyor
Uluslararası Af Örgütü'nün 2022 tarihli raporuna göre, İran yönetimi protestoları "her ne pahasına olursa olsun bastırmayı" planladı. Basına sızan belgelerde, Silahlı Kuvvetler Genel Merkezi'nin komutanlara "protestoculara acımasızca müdahale etme" talimatı verdiği ortaya çıktı. Uluslararası Af Örgütü'nün 11 Eylül 2024 tarihli kapsamlı analizi ise, Amini sonrası iki yılda işlenen ağır ihlallerin sistematik cezasızlık altında kaldığını ve kamusal alanda zorunlu başörtüsünün daha sert yöntemlerle dayatıldığını belirtiyor.
Rapora göre, ülke genelinde yaya devriyeler, motosiklet/otomobil ekipleri ve polis minibüsleriyle yoğunlaştırılmış denetim uygulanıyor; baskı, kadınlar ve kız çocukları başta olmak üzere geniş toplumsal kesimleri etkiliyor. 2024'te polis, zorunlu başörtüsünün ülke çapında uygulanması için Nur Planı'nı devreye aldı. İşletmelere müşteri "uyumsuzluğu" halinde kapatma dahil yaptırımlar uygulandı, trafikte kadın sürücülere yönelik durdurma/araç bağlama uygulamaları başlatıldı ve alan kontrolü genişletildi.
Hak İhlalleri ve Uluslararası Çağrılar
İran'da yaşanan hak ihlalleri uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmeye devam ediyor. İşte bazı önemli hak ihlalleri:
- Keyfi gözaltılar ve işkence: Gözaltında fiziksel şiddet, cinsel şiddet, sürükleme/teşhir gibi aşağılayıcı muameleler yaygın olarak raporlanıyor.
- Ağır idari yaptırımlar: Uygunsuz giyim gerekçesiyle işyerlerinin mühürlenmesi, ulaşım/ehliyet/araç işlemlerinde kısıtlama ve dijital gözetim uygulamaları artıyor.
- İnfazların siyasallaşması: 2024'te idam sayıları yükselirken, protesto dosyalarında hızlandırılmış yargılama, avukata erişim kısıtları ve zorla itiraf iddiaları öne çıkıyor.
Uluslararası Af Örgütü, İran'a dair hazırladığı raporlarda 2022'den bu yana, uluslararası bağımsız bir soruşturma mekanizması kurulması ve devletlerin evrensel yargı yetkisi kapsamında İranlı yetkililer hakkında soruşturma açması çağrısı yapıyor.
Amini'nin ölümünden bu yana İran'da kadınlar ve çocuklar daha büyük baskılarla karşı karşıya. Zorunlu başörtüsü yasaları daha sert uygulanıyor, infazlar artıyor, hak ihlallerinde cezasızlık devam ediyor. Ancak tüm bu baskılara rağmen kadınlar sokakları terk etmiyor ve "Jin, Jiyan, Azadî" sloganı hâlâ yükselmeye devam ediyor. Bu direniş, İran'da ve dünyada kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesinde önemli bir ilham kaynağı olmaya devam edecek.