TBMM Başkanvekili ve DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in vefatının ardından kızı Ceren Önder Kandemir, babasını T24'te yayımlanan dokunaklı bir yazıyla andı. Kandemir, yazısında babasının yazarlık serüveninden, aile içindeki özel anılara kadar birçok detayı paylaştı. "Hayat kadar ölümün de hakkını vermek istedi" diyen Kandemir, babasının yaşamla kurduğu ilişkiyi ve bıraktığı izleri gözler önüne serdi.

Sırrı Süreyya Önder'in Yazarlık Tutkusu

Ceren Önder Kandemir, babasının yazarlık serüvenine nasıl başladığını anlatırken, onun sevdiği yapıtların hak ettiği değeri görmediğini düşünmesi ve bu yapıtları değerlendirme isteğinin önemli bir motivasyon kaynağı olduğunu belirtiyor. İlk yazısının Berkun Oya'ya adanması, bu tutkunun bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Kandemir, babasının sinema yazıları yazma nedenini, "Özlem ve sıkıcılığın reddi" olarak açıklıyor ve Radikal'de yazdığı günlere duyduğu özlemin, siyaset konuşmaktan yaşadığı sıkıntıyı giderme arayışının bir sonucu olduğunu ifade ediyor.

Yazılarının, aile içinde bir ritüele dönüştüğünü belirten Kandemir, babasının yazıyı bitirmeden kendilerini aradığını, okuma ritüelinden sonra kahve içip sohbet ettiklerini anlatıyor. Bu anılar, Sırrı Süreyya Önder'in sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda ailesine düşkün, sanata ve edebiyata değer veren bir insan olduğunu da gösteriyor.

"Baba Diyorum, Kaç Satarsa..."

Ceren Önder Kandemir, babasının Beynelmilel filmini yazmaya karar verdiği dönemi anlatırken, ailenin yaşadığı ekonomik zorluklara rağmen babasının sanata olan tutkusundan vazgeçmediğini vurguluyor. Kandemir, o günleri şöyle aktarıyor:

Bu sözler, Sırrı Süreyya Önder'in sanata olan inancını ve ailesinin desteğini ne kadar önemsediğini gösteriyor. Kandemir, babasının bu kararlılığı sayesinde Beynelmilel gibi önemli bir filmin ortaya çıktığını belirtiyor.

Vasiyeti: Mezar Taşına Yazılacak Dizeler

Ceren Önder Kandemir, yazısının sonunda babasının ölümle ilgili düşüncelerini ve vasiyetini paylaşıyor. Sırrı Süreyya Önder'in ölümün düşünmediği bir konu olmadığını, zaman zaman sıkıntı veren, zaman zaman cilveleştiği bir soru işareti olduğunu belirten Kandemir, babasının Niyâzî-i Mısrî'ye ait dizeleri mezar taşına yazdırmak istediğini anlatıyor. Bu dizeler, Sırrı Süreyya Önder'in hayata ve ölüme bakış açısını yansıtan anlamlı bir vasiyet olarak karşımıza çıkıyor.

Sırrı Süreyya Önder'in kızı Ceren Önder Kandemir'in yazdığı bu yazı, bir babanın hayatına, sanatına ve ailesine olan sevgisine ışık tutuyor. Kandemir'in duygusal anlatımı, okuyuculara Sırrı Süreyya Önder'i daha yakından tanıma fırsatı sunarken, onun bıraktığı mirası da gözler önüne seriyor.