İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından Türkiye genelinde patlak veren protestolar, özellikle Z kuşağı tarafından organize edilmesiyle dikkatleri üzerine çekti. Bu durum, gençlerin toplumsal olaylara karşı duyarsız olduğu yönündeki yaygın kanıyı sorgulatırken, Psikolog Doç. Dr. Alev Çavdar'dan Z kuşağına dair önemli bir analiz geldi.

Z Kuşağı Neden Protesto Ediyor?

Doç. Dr. Alev Çavdar, Z kuşağının protestolarını değerlendirirken, gençlerin seslerini duyurma ihtiyacına vurgu yapıyor. "Gençler, birtakım konularda daha fazla şey söyleme ve daha yüksek sesle söyleme ihtiyacı hissediyor çünkü duyulmadıklarını düşünüyorlar" diyen Çavdar, gençlerin apolitik veya duyarsız olarak etiketlenmesine karşı çıkıyor. Ona göre, bu tür yorumlar genellikle gençlerle gerçek bir iletişim kurmayan kişilerden geliyor.

Z kuşağının protestolarının altında yatan nedenleri anlamak için, bu kuşağın özelliklerine ve beklentilerine yakından bakmak gerekiyor. Z kuşağı, internetin ve sosyal medyanın içine doğmuş, bilgiye kolayca ulaşabilen ve farklı görüşlere açık bir nesil. Bu nedenle, adaletsizlik, eşitsizlik ve çevre sorunları gibi konularda daha duyarlı olmaları ve tepki göstermeleri şaşırtıcı değil. Ayrıca, Z kuşağı, önceki nesillere göre daha bireyci ve özgürlükçü bir dünya görüşüne sahip. Bu durum, onların otoriteye karşı daha eleştirel bir tutum sergilemelerine ve haklarını savunmak için daha aktif rol almalarına yol açıyor.

Z Kuşağı Gerçekten Apolitik mi?

Z kuşağı hakkında yapılan "apolitik" veya "duyarsız" yorumları, aslında bu kuşağı yeterince tanımamaktan kaynaklanıyor. Doç. Dr. Çavdar'ın da belirttiği gibi, "Görmeden, sormadan, anlamaya çalışmadan bunu söyleyen insanların birçoğunun zaten gençler ile iletişimde olduğunu düşünmüyorum." Z kuşağı, geleneksel siyasi partilere veya ideolojilere bağlı olmayabilir, ancak bu onların toplumsal sorunlara karşı ilgisiz olduğu anlamına gelmiyor. Aksine, Z kuşağı, sosyal medya ve diğer dijital platformlar aracılığıyla örgütlenerek, çeşitli kampanyalara katılarak ve protestolara destek vererek aktif bir şekilde toplumsal değişime katkıda bulunuyor.

Z kuşağının apolitik olmadığına dair birçok kanıt bulunuyor. Örneğin:

• İklim değişikliğiyle mücadele eden genç aktivistler, dünya genelinde milyonlarca insanı harekete geçirmeyi başardı.
• Eşitsizliklere ve ayrımcılığa karşı mücadele eden genç aktivistler, sosyal medyada büyük kampanyalar başlatarak farkındalık yarattı.
• Siyasi baskılara ve otoriter rejimlere karşı direnen genç aktivistler, demokrasi ve özgürlük için mücadele ediyor.

Toplumsal Hareketlerin Geleceği

Z kuşağının toplumsal hareketlere katılımı, gelecekteki protestoların ve aktivizmin nasıl şekilleneceğine dair önemli ipuçları veriyor. Z kuşağı, teknolojiyi etkin bir şekilde kullanarak, daha hızlı ve etkili bir şekilde örgütlenebiliyor, bilgi paylaşabiliyor ve seslerini duyurabiliyor. Ayrıca, Z kuşağı, farklı kesimlerden insanları bir araya getiren ve kapsayıcı bir yaklaşım benimsiyor. Bu durum, toplumsal hareketlerin daha geniş kitlelere ulaşmasını ve daha güçlü bir etki yaratmasını sağlıyor.

Sonuç olarak, Z kuşağının protestoları, gençlerin toplumsal olaylara karşı duyarsız olmadığı ve seslerini duyurmak için her türlü yolu deneyecekleri gerçeğini bir kez daha ortaya koyuyor. Bu durum, siyasetçilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve diğer paydaşların gençlerin beklentilerini ve taleplerini dikkate alması gerektiğini gösteriyor. Aksi takdirde, Z kuşağı, daha da radikalleşerek, toplumsal değişime yön veren en önemli güçlerden biri olmaya devam edecek.