Zorunlu Eğitim Kısaltılıyor Mu? Uzmanlar Alarmda!
Gündem

Zorunlu Eğitim Kısaltılıyor Mu? Uzmanlar Alarmda!


07 October 20255 dk okuma2 görüntülenmeSon güncelleme: 07 October 2025

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) 12 yıllık zorunlu eğitim süresini kısaltmaya yönelik hazırladığı rapor tamamlandı. Bakan Yusuf Tekin'in bu konudaki açıklamaları, eğitim camiasında ve kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Peki, zorunlu eğitim kısalırsa neler olacak? Uzmanlar, bu durumun özellikle çocuk işçiliği ve erken yaşta evlilikler gibi ciddi sorunları tetikleyebileceği konusunda endişelerini dile getiriyor.

Eğitimde Yeni Model Arayışları

Bakan Tekin, zorunlu eğitim süresinin kısaltılmasının nedenleri arasında toplumsal beklentiler ve bilgiye erişimin kolaylaşmasını gösteriyor. Ancak, bu durum eğitimciler arasında farklı yorumlara yol açıyor. Mevcut durumda uygulanan 4+4+4 eğitim sistemi yerine, liseler için 3+1 ve 2+2 olmak üzere iki farklı model üzerinde duruluyor. 3+1 modelinde lise eğitimi 3 yıla indirilirken, 2+2 modelinde ise isteyen öğrencilere 2 yıl daha eğitim imkanı sunulacak. Mesleki eğitime yönelmek isteyen öğrenciler ise Mesleki Eğitim Merkezleri veya istihdam programlarına dahil olabilecek. Bu değişikliklerin hayata geçirilmesi durumunda, öğrencilerin 16 yaşında mezun olması hedefleniyor.

Bu yeni sistemin amacı, öğrencileri daha erken yaşta iş gücü piyasasına kazandırmak mı? Eğitimciler, bu sorunun cevabını merak ediyor. Ayrıca, zorunlu eğitimin kısaltılmasıyla birlikte, özellikle kız çocuklarının okullaşma oranlarında düşüş yaşanabileceği endişesi de hakim. 2000'li yılların başlarında başlatılan "Haydi Kızlar Okula" gibi kampanyalarla kız çocuklarının okullaşma oranları önemli ölçüde artmıştı. Ancak, zorunlu eğitimin kısalması, bu kazanımların kaybedilmesine yol açabilir.

Eğitim Dışında Kalan Çocuklar ve Riskler

Türkiye'de zorunlu eğitim çağında olmasına rağmen yaklaşık 611 bin çocuk okul dışında bulunuyor. Bu çocukların büyük bir kısmı, sosyo-ekonomik nedenlerle eğitimlerine devam edemiyor. Zorunlu eğitimin kısaltılması, bu sayının daha da artmasına neden olabilir. Eğitim dışında kalan çocuklar, istismar, ihmal ve zorla çalıştırılma gibi çeşitli risklerle karşı karşıya kalabilir. Ayrıca, şiddet mağduru veya faili olma olasılıkları da yükselebilir.

Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Burcu Meltem Arık Akyüz, yeni sistemin özellikle kız çocukları ve kırılgan grupları olumsuz etkileyeceğini belirtiyor. Akyüz, 3+1 ve 2+2 gibi modellerin sosyo-ekonomik eşitsizlikleri derinleştirebileceği, çocuk işçiliği ve erken evlilik risklerini artırabileceği uyarısında bulunuyor. Ayrıca, eğitim süresini kısaltmak yerine, mevcut sistemin niteliğini ve kapsayıcılığını güçlendirmenin, çocukların eğitimde kalmasını sağlayacak destek mekanizmaları oluşturmanın önemine vurgu yapıyor.

Prof. Dr. Şakir Çınkır ise eğitim öğretimin basamaklandırılmasında toplam süreden çok, verilecek eğitimin niteliği, program içeriği, öğretmen kalitesi ve okul altyapısı gibi değişkenlerin önemli olduğunu dile getiriyor. Çınkır, kararın arkasında işgücü piyasasına usta ve çırak bulmanın olduğunu savunarak, bu değişikliğin durumu daha da kötüleştireceğini ve çocuk işçiliğini artıracağını ifade ediyor.

Eğitim-İş'ten Sert Tepki

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Genel Başkanı Kadem Özbay, mevcut lise eğitimi süresini kısaltma girişiminin, aynı iktidar tarafından "devrim" olarak sunulduğunu hatırlatarak, bu adımın piyasadaki kurum temsilcileri ile tarikat üyelerinin talepleri doğrultusunda atıldığını savunuyor. Özbay, bu düzenlemenin öğretmenleri de olumsuz etkileyeceğini, lisede okutulacak ders sayısı ve ihtiyaç olan öğretmen sayısının azalacağını belirtiyor.

Özbay, okulun sadece bilgi aktarma yeri olmadığını, aynı zamanda çocuğu koruma görevi üstlendiğini vurgulayarak, 18 yaşına kadar her çocuğun eğitim ortamında olması gerektiğini ifade ediyor. Ayrıca, üniversite mezunu gençleri istihdam edemeyenlerin, çocukları okul dışına iterek piyasanın kucağına atmasının kabul edilemez olduğunu söylüyor.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın zorunlu eğitim süresini kısaltma planı, eğitim camiasında ve kamuoyunda derin endişelere yol açmış durumda. Uzmanlar, bu kararın özellikle çocuk işçiliği, erken yaşta evlilikler ve sosyo-ekonomik eşitsizlikler gibi ciddi sorunları tetikleyebileceği konusunda uyarıyor. Hükümetin, bu endişeleri dikkate alarak, eğitim politikasını yeniden gözden geçirmesi ve çocukların geleceği için en doğru kararı vermesi bekleniyor.